E-ISSN 2757-9204

Journal of Education and Research in Nursing

JOURNAL OF EDUCATION AND RESEARCH IN NURSING - J Educ Res Nurs: 8 (3)
Volume: 8  Issue: 3 - December 2011
MISCELLANEOUS
1.Editörün Kaleminden
Emine Türkmen
Pages 1 - 2
Abstract |Full Text PDF

REVIEW
2.Facing 21st Century Challenges with a 20th Century Education: The Case of Nursing
Elizabeth Anne Herdman
Pages 3 - 7
Küresel hemşire eksikliğinin birçok yönü bulunmaktadır. Sağlık
ve eğitim sistemlerinin her ikisi de geleneksel anlamda bilinen
sağlık ve eğitim uygulamalarına sekte vurmuş olan ve halen süregelen
devrimsel değişikliklerdir. Sağlık ve eğitim normları ile mesleki
değerler yerlerini işletme değerlerine bırakmışlardır. Eğitim ve
sağlık hizmetlerinin metalaştırılması genel eğitim standartlarının
oluşturulmasını gerektirmektedir; bu durum hemşirelik açısından
ele alındığında hemşire göçünü ve hemşirelik eğitimi ihracını
kolaylaştırmaktadır. Ne yazık ki bu standartlaşma aşağı yönlü
olduğu kadar yukarı yönlü de olmaktadır. Diğer bir deyişle, sağlık
uzmanlığının genellikle toplumsal ihtiyaçlara ayak uyduramadığı
21. yüzyıl eğitiminin gerektirdikleri dikkate alınmaksızın aslında
tıpkı ekonomik bir mal olarak görülen hemşirelik mesleğinin, özel
sağlık ve eğitim hizmetlerinin yaygınlaşması ile birlikte karı en üst
düzeye çekmek uğruna, eğitimsel açıdan vasıfsızlaştırılması riski
söz konusudur. Bu makale hemşirelik mesleğinin hem eğitim hem
de uygulama açısından bu mesleği dönüşüme uğratacak yeni fikirlere
açık olması gerektiğini öne sürmektedir.
The global nursing shortage has many faces. Health and education
systems are both undergoing revolutionary changes which have
disrupted traditional health and educational practices. Business values
have replaced both health and educational norms and professional
values. The commodification of education and health has increased
the need for common educational standards which in the case of
nursing has facilitated nurse migration and the export of nurse
education. Unfortunately it threatens to standardize down as well as
up. In other words, without considering the needs of a 21st century
education which, in the health professions more generally has not
kept pace with societal needs, there is a risk that the nursing profession
seen as a commodity, will face educational deskilling in the interest
of maximizing profits in the expanding privatized health and education
systems. This paper argues that the nursing profession must be open
to new ideas that will transform both education and practice.

3.The Place and Importance of Preconception Care and Counseling in Women’s Lives
Anahit Coşkun
Pages 8 - 15
Gelişmiş ülkeler dahil dünyada pek çok gebelik plansız olmaktadır.
Oysa gebelik öncesi kadın ve eşinin sağlık durumu ve sağlık alışkanlıkları
doğacak olan bebeğin kaderini belirlemektedir. Prekonsepsiyonel bakım
kavramı, gelişmiş ülkelerde yaklaşık otuz yıl önce kötü obstetrik sonuçları
önlemek amacıyla gündeme gelmiştir. Konsepsiyon öncesi dönemde
anne ve baba adayının sağlığını geliştirmeyi öngören bu yaklaşım, sağlıklı
gebeliğe ve sağlıklı bebeğe ulaşmak için gebelik öncesi birtakım girişimleri
kapsar. Çağdaş yaklaşımda birincil bakım hizmetlerinde yer alması
öngörülen bu hizmetin, sadece çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler
için değil, doğurganlık çağındaki her kadına yaşam boyu sunulması
gereken bir hizmet olarak tanımlanmıştır. Ülkemizde bu değişimi
sağlayacak olan ekip, ilgili alanlarda görev yapan sağlık personelidir.
Onların bu konuda farkındalıklarını artırmak, kapsamlı hizmet
sunabilecek yetkinliğe ulaşabilmelerini sağlamak için eğitim ve
danışmanlığa gereksinimleri vardır. Bu makalede prekonsepsiyonel
bakım, kapsamı ve yararları, değerlendirme kriterleri, hizmet modelleri
ve sağlık personelinin sorumluluğu ele alınacaktır.
Many pregnancies in the world, including those in developed countries,
are unplanned. The health of a woman and her partner before pregnancy
may determine the fate of the baby. The concept of preconception care
emerged about thirty years ago in developed countries in order to prevent
poor obstetric outcomes. This approach focuses on improving the health
of expectant mothers and fathers before conception and includes a
number of pre-pregnancy initiatives to achieve a healthy pregnancy
term and healthy baby. This modern primary-care service must be
available to all women in their reproductive ages, not only for couples
who are planning to have children. The healthcare providers working
in related fields are on the team that will make this change in Turkey.
They need education and counseling to increase their awareness of this
issue and to ensure they are competent in order to offer a comprehensive
service. The scope and benefits of preconception care, evaluation criteria,
health service models, and the responsibility of healthcare providers
will be addressed in this article.

RESEARCH ARTICLE
4.An Investigation of the Views of Nursing Students about Peer Education in Clinical Education
Samiye Mete, Gözde Gökçe İsbir, Merlinda Aluş Tokat, Fatma Vural
Pages 16 - 25
AMAÇ: İlk kez klinik uygulamaya çıkan birinci sınıf hemşirelik öğrencileri
ile akran eğitimini yapacak olan dördüncü sınıf öğrencilerinin, akran
eğitimi yöntemine yönelik görüşlerini belirlemektir.
YÖNTEMLER: Çalışma, bir devlet üniversitesinin Hemşirelik Fakültesi birinci
ve dördüncü sınıf öğrencileriyle yapılmıştır. Kalitatif olarak yapılan bu
çalışmada yarı yapılandırılmış odak grup görüşme tekniği kullanılmıştır.
Dört odak grup görüşmesinde 22 birinci sınıf, 23 dördüncü sınıf öğrencisi
olmak üzere 45 öğrenci ile görüşme tamamlanmıştır.
BULGULAR: Birinci sınıf öğrencileri, hasta ile ilk iletişimi başlatma ve
sürdürme, bilgi yetersizliği, hata yapma endişesi, not kaygısı ve hastanın
reddetmesi nedeniyle anksiyete yaşadıklarını, fakat akran eğitiminin
bu anksiyetelerini azaltmada etkili olduğunu belirtmişlerdir. Aynı
zamanda, dördüncü sınıf öğrencilerini gözlemleyerek hemşireliği
seçmiş olmaktan mutlu olduklarını ve mesleklerini benimsemelerine
olumlu katkı sağladığını vurgulamışlardır. Uygulama sırasında
öğrenciler; kendini değerli ve güvende hissettiklerini, heyecan
duyduklarını, cesaretli ve önemli hissettiklerini belirtmişlerdir. Birinci
sınıf öğrencileri dördüncü sınıf öğrencilerinin desteğiyle hemşirelik
bilgilerini somutlaştırabildiklerini ve klinik uygulamada nasıl
kullanacakları konusunda fikir edindiklerini vurgulamışlardır. Akran
eğitimi uygulamasının dördüncü sınıf öğrencilere olumlu ve olumsuz
katkılarına baktığımızda; akran eğitiminin öğrencilerde sınır koyamama,
hata yapma endişesi/rol modeli olamama kaygısına neden olduğu
belirlenmiştir. Fakat akranlarına danışmanlık yapmaktan çok olumlu
kazanımlar elde ettiklerini, kendine güvenlerinin arttığını belirtmişlerdir.
Kendilerini mezuniyete hazır hissettiklerini ve süreç içindeki gelişimlerini
gördüklerini belirtmişlerdir.
SONUÇ: Hemşirelik klinik eğitiminde akran eğitim modelinin
uygulanması hem eğitim alan hem de veren öğrenciler açısından farklı
katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle bu eğitim programı yapılandırılmış
bir şekilde daha uzun uygulamalarda kullanılarak etkinliği
belirlenmelidir.
OBJECTIVE: The aim of this study was to determine the views of first-year
nursing students in their first clinical practice and fourth-year students
regarding the use of peer education methods in clinical practice.
METHODS: The participants were first and fourth-year students at one
state university nursing faculty. A qualitative, semi-structured focus
group technique was used. Four focus group interviews were conducted
with 45 students, of which 22 were first-year and 23 were fourth-year
students.
RESULTS: First-year students reported they experienced anxiety from
encountering their first patient, having a lack of information, and
making a mistake; however, they stated that the support of fourthyear
students was effective in reducing their anxiety. During the
practice, students reported that they felt excited, brave, safe, worthy,
and important. At the same time they reported that they got an idea
about how to use their nursing knowledge in practice effectively.
Peer-education also contributed both positive and negative outcomes
to the fourth-year students. They were worried about being unable to
set boundaries and making mistakes/being good role models. At the
same time, guiding and advising the first-year students increased their
self-confidence. As a result, fourth-year students felt ready to graduate
and work as nurses.
CONCLUSION: The implementation of a peer education model in clinical
nursing education is helpful for all students. Therefore, in order to
fully evaluate the effectiveness of this program, longer and more
structured peer-education activities should be carried out.

5.The Effects of Hospital Clowns on the Anxiety Levels of Preoperative Children and Parents
Saliha Koç
Pages 26 - 31
AMAÇ: Teropatik mizahta kullanılan hastane palyaçolarının ameliyat
öncesi dönemdeki çocukların ve ebeveynlerin kaygı düzeylerine etkisini
belirlemektir.
YÖNTEMLER: Bir özel hastanede acil yatışı olmayan 7 ile 14 yaş arası 64
çocuk hasta ve ebeveynleri üzerinde yapılmıştır. Veri toplama aracı
olarak “Sosyo-demografik veri formu” ve “Durumluk anksiyete ölçeği”
kullanılmıştır. Ameliyat öncesi ebeveyn ve çocuklara eğitimli palyaço
hemşireler tarafından 5 dakikalık palyaço ziyareti yapılmıştır. Ziyaret
öncesi ve sonrasında ebeveyn ve çocukları durumluk anksiyete düzeyleri
değerlendirilmiştir. Veriler, yüzdelik, ortalama ve standart sapma,
ANOVA, t testi, Mann-Whitney U testi ve Kruskal-Wallis H testi ile
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Çocukların ve ebeveynlerin palyaço ziyareti öncesi ve
sonrasında kaygı ölçeğinden aldıkları puan ortalamaları istatistiksel
olarak anlamlı fark bulunmuştur. Ameliyat öncesi dönemde bilgi
verilen ebeveynlerin anksiyete düzeylerinin anlamlı düzeyde düşük
olduğu, ancak çocuklarda anlamlı fark olmadığı belirlenmiştir.
Ebeveynlerin ve çocukların diğer sosyo-demografik özelliklere göre
palyaço ziyareti öncesi ve sonrasındaki kaygı puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır.
SONUÇ: Ameliyat öncesi dönemdeki çocukların ve ebeveynlerin anksiyete
düzeylerinin azaltılmasında hastane palyaçolarının kullanımının etkin
bir yöntem olduğu saptanmıştır.
OBJECTIVE: To determine the effects of hospital clowns used for
therapeutic humor on the anxiety levels of preoperative children and
parents.
METHODS: The study was conducted in a private hospital on 64 pediatric
patients aged 7 - 14 who were not hospitalized in the emergency ward
and their parents. The “Socio-demographic data form” and “State of
anxiety inventory” were used for data collection. Trained clown nurses
paid a 5-minute visit to preoperative children and their parents. The
anxiety levels of parents and children were evaluated before and after
the visit. The data was evaluated by percentage, mean and standard
deviation, ANOVA, t test, Mann-Whitney U test and Kruskal-Wallis
H test.
RESULTS: A statistically significant difference was found in the score
means in the anxiety level scores of children and parents before and
after the clown visit. The anxiety levels of parents were observed to
be significantly low before the operation; however, a significant
difference could not be seen in the children. A statistically significant
difference was not found in the anxiety level scores of parents and
children before and after the visit in terms of other socio-demographic
features.
CONCLUSION: Using hospital clowns to reduce the anxiety levels of
children and parents before the operation was proven to be an effective
method.

REVIEW
6.Failure Modes and Effects Analysis in the Health Services and a Practice Example
Şeyda Seren İntepeler, M. İsmail Caran
Pages 32 - 42
Sağlık sektöründe alınan tüm önlemlere rağmen, hatalar istenilen
düzeyde önlenememektedir. Bu nedenle yapılan çalışmalar sonucunda,
gelişebilecek olumsuzlukları önceden belirleyerek ortadan kaldırmak
üzere bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden birisi de hataların
kök nedenine ulaşmada kullanılan “Hata Türleri Etki Analizi”dir. Bu
analiz, dokuz aşamada gerçekleştirilmekte ve sağlık alanında sıklıkla
“Süreç Hata Türleri Etki Analizi”nden yararlanılmaktadır. Bu çalışmada
örnek olarak “Ameliyathaneye Alınan Hastanın Transferi Sırasında
Düşmesi”ne ilişkin süreçler ele alınmış ve incelenmiştir. Hasta
düşmelerinin %35’inin hastanın transferi sırasında meydana gelmesi
nedeniyle bu örnek ele alınmıştır. Sonuç olarak sağlık hizmetlerinde
“Hata Türleri Etki Analizi” yönteminin uygulanması ile hataların
oluşumu öngörülebilecek ve hatalar oluşmadan gerekli önlemler
alınabilecektir. Bu makalede, hata türleri etki analizinin tanımlanması,
sağlık alanındaki öneminin açıklanması, sınıflandırılması ve bir
uygulama örneğinin paylaşılması amaçlanmıştır.
Despite all of the preventative measures in the health sector, the expected
levels in errors are not being prevented. Therefore, as a result of previous
studies, some methods have been developed to eliminate possible
negative outcomes. One of these methods used for reaching the root
cause of errors was “Failure Modes and Effects Analysis” which is carried
out in nine stages, while the field of health often benefits from a “Process
Failure Mode and Effects Analysis”. In this study, “a patient fall during
the transfer to the operating room” is given as an example and is discussed
and analyzed. This example was chosen because the occurrence rate of
patient falls during transfer is 35%. As a result, applying the “Failure
Mode and Effects Analysis” in health care can reveal the formation of
errors that may occur and the necessary measures that must be taken
to avoid them. The aim of this article is to define what failure mode and
effects analysis is, to explain its designation and importance in healthcare,
and to share an example in practice.

RESEARCH ARTICLE
7.The Turkish Adaptation of the “Revised Prenatal Distress Questionnaire”: A Reliability/Validity and Factor Analysis Study
Fatma Yüksel, Semiha Akın, Zehra Durna
Pages 43 - 51
AMAÇ: Bu çalışma “Prenatal Distres Ölçeği (PDÖ) - Revize Versiyou”
isimli ölçeğin Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirliğini sınamak ve
faktör yapısını incelemek amacıyla yapıldı.
YÖNTEMLER: Metodolojik nitelikte olan bu araştırma bir özel hastanede
takip edilen sağlıklı gebeler üzerinde gerçekleştirildi. Araştırmada veri
toplama araçları olarak Gebe Tanım Formu ve 17 maddeli Prenatal
Distres Ölçeği (PDÖ) - Revize Versiyonu kullanıldı. Dil uyarlaması ve
kapsam geçerlik incelemesini takiben düzenlenen ölçek formunun son
şekli anlaşılırlık açısından 10 sağlıklı gebe üzerinde test edildi. Test-tekrar
test analizi için toplam 233 gebe, yapı geçerliliği ve iç tutarlılık
güvenirlik analizleri için 522 gebeden veri toplandı.
BULGULAR: Ölçek, dil uyarlaması ve kapsam geçerliliği analizi sonrası
Kapsam Geçerlik İndeksi değeri %96 bulundu. Yapı geçerliliği için
Açıklayıcı Faktör Analizi yapılmış olup, tüm maddelerin faktör yükleri
0.37 ile 0.80 arasında bulundu. Ölçeğin iç tutarlık analizinde (n =
522) Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı 0.85, madde-toplam puan
korelasyon katsayıları (r) 0.20 ile 0.78 arasında (p<0.001) saptandı.
SONUÇ: Bu çalışmada Prenatal Distres Ölçeği’nin Türkçe formunun
ülkemizde gebelik döneminde or taya çıkabilen stresin
değerlendirilmesinde Türk gebeler üzerinde kullanılmak üzere anlaşılır,
tek boyut olarak uygulanabilir, geçerli ve güvenilir bir araç olduğu
saptandı.
OBJECTIVE: The purpose of the study was to test the validity and reliability
and to examine the factor structure of the Turkish version of Revised
Prenatal Distress Questionnaire (NUPDQ-17 Item Version).
METHODS: It is a methodological study. The study was conducted on
pregnant women at one private hospital. Data was collected using
Pregnancy Description Form and Revised Prenatal Distress Questionnaire
(NUPDQ-17 Item Version). Following the language adaptation and
validation review of the scale, the latest version of Turkish form was
tested on 10 healthy pregnant women. Later, test-retest reliability was
performed on a total of 233 pregnant women. Construct validity and
reliability analyses were conducted on 522 pregnant women.
RESULTS: Fallowing language adaptation and content validity analysis,
Content Validity Index value was found to be 96%. Exploratory factor
analyses were performed and factor loads of items were found between
0.37 and 0.80. Cronbach’s alpha reliability (n = 522) coefficient was
0.85 and item-total correlation coefficients were between (r) 0.20 and
0.78 (p<0.001).
CONCLUSION: The results show that the Turkish version of the Revised
Prenatal Distress Questionnaire is an easy-to-understand, single-factor,
valid and reliable tool for the assessment of prenatal distress in pregnant
Turkish women.

8.Organizational Citizenship Behaviors of Academician Nurses and Affecting Factors
Ülkü Baykal, Serap Altuntaş, Havva Öztürk, Serap Sökmen, Şeyda Seren İntepeler, Filiz Kantek
Pages 52 - 58
AMAÇ: Araştırma, akademisyen hemşirelerin çalıştıkları kurumlarda
sergiledikleri örgütsel vatandaşlık davranışlarını ve bu davranışı
etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı tasarımda
gerçekleştirilmiştir.
YÖNTEMLER: Araştırma, Türkiye’de hemşirelikte lisans eğitimi veren ve
çalışmanın yapılmasını onaylayan 71 okulda yapılmıştır. Örneklemi,
bu okullarda çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 641
akademisyen oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak 14 soruluk bir
anket formu ile 20 maddelik “Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Ölçeği”
kullanılmıştır. Veriler, bu kurumlarda görevli akademisyenlerden posta
ya da elden dağıtma-toplama yöntemi ile elde edilmiştir.
BULGULAR: Araştırma bulguları değerlendirildiğinde hemşirelik
yüksekokulu/sağlık bilimleri fakültelerinde görev yapan, araştırma
görevlisi unvanına sahip ve işten ayrılmayı düşünen akademisyenlerin
örgütsel vatandaşlık davranışlarını daha fazla sergiledikleri saptanmıştır.
SONUÇ: Katılımcıların Örgütsel Vatandaşlık Davranışı sergileme
oranlarının çok yüksek olmadığı, en fazla bilgilendirme en az da yardım
etme davranışını gösterdikleri belirlenmiştir.
OBJECTIVE: For an organization to be effective, employees should regard
themselves as citizens of the organization and exhibit organizational
citizenship behavior. This descriptive study was implemented to
determine the organizational citizenship behaviors of academician
nurses and affecting factors.
METHODS: The study sample was composed of 71 nursing schools in
Turkey. A 14-item questionnaire and 20-item "Organizational
Citizenship Behavior Scale" were used in data collection. Data was
obtained from academician nurses by post or by hand, and findings
were evaluated based on 641 fully-completed data forms.
RESULTS: Research assistant nurses in medical science faculties or
nursing vocational schools who were thinking about quitting their
jobs exhibited more organizational citizenship behaviors.
CONCLUSION: The organizational citizenship behaviors of participants
were not high: the most common behavior was ‘informing’ while the
least common was ‘helping’.

REVIEW
9.The Use of Clinical Decision Support Systems in Nursing
Nuran Aydın
Pages 59 - 63
Sağlık bakım kalitesinin artırılması dünyanın öncelikli hedefidir. Bu
amaca hizmet eden her türlü bilginin hızla toplanması, işlenmesi, bu
bilgiden yeni bilgiler ve buluşlar üretilmesi ve her bir basamakta sağlık
bakım kalitesine pozitif katkısı beklenir. “Klinik Karar Destek Sistemleri”
sağlık profesyonellerine bilgiye ulaşma, kullanma, kaydetme, yeni bilgiler
oluşturma, bilgiyi yönetme konularında yardım eder. Karar destek
sistemlerinin hemşirelik hizmetlerinde kullanımı çok eski olmamakla
birlikte çok hızlı ilerlemektedir.
Improving the quality of health care is a major goal worldwide. There
is an expectation for information systems to collect, use and manage
any information which serves that goal, to create new information
from it, and to use it in all areas of health care services in order to
make a positive impact on the quality of health care. Clinical Decision
Support Systems provides health care professionals access to information
records, new knowledge, and information management assistance. The
use of Clinical Decision Support Systems in Nursing services is not
old, but is developing very quickly



Journal Metrics

Journal Citation Indicator: 0.18
CiteScore: 1.1
Source Normalized Impact
per Paper:
0.22
SCImago Journal Rank: 0.348

Quick Search

Copyright © 2024 Journal of Education and Research in Nursing



Kare Publishing is a subsidiary of Kare Media.