Journal of Education and Research in Nursing
MISCELLANEOUS | |
1. | Editörün Kaleminden Emine Türkmen Pages 1 - 2 Abstract |Full Text PDF |
REVIEW | |
2. | Nurse Education for the 21st Century Elizabeth Anne Herdman Pages 3 - 6 Hemşire eğitimciler hızla değişen bir sağlık ortamıyla karşı karşıyadır. Değişen öğrenci ve hasta yapısı, teknolojideki ilerlemeler ve sağlık hizmetlerinin küreselleşmesiyle uğraşmak durumundadırlar. Yıllardır sağlık meslek eğitiminde değişiklikler yapılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır; çünkü hizmetin sunumunu en etkili şekilde değiştirecek olan kişiler geleceğin uygulayıcıları olacaktır. Çağdaş sağlık hizmetleri güvenlik, etkililik, hasta odaklılık, verimlilik ve eşitlik ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli sistem iyileştirmesini gerektirmektedir. Sağlık meslek eğitimi; temel yeterliliklere sahip ama aynı zamanda etik standartlara, kültürel yetkinliğe, koruyucu ve temel sağlık hizmetlerine odaklanan mezunlar yetiştirmek zorundadır. Nurse educators face a rapidly changing health care landscape. They must deal with changing student and patient demographics, a proliferation of technology, and the globalization of health care. There have been calls for changes to health professional education for decades because it will be the practitioners of the future who can most effectively change how care is delivered. Modern health care demands continuous system improvement to meet the needs for safety, effectiveness, patientcenteredness, efficiency, and equity. Health professional education must produce graduates proficient in core competencies but must also focus on ethical standards, cultural competence, prevention and primary care. |
3. | A Safe Approach to Pain at Childbirth: Hypnobirthing Gözde Gökçe İsbir, Hülya Okumuş Pages 7 - 10 Kadınlar gebe kaldıktan sonra doğum anına odaklanır. Birçok kadın doğumda ağrıyı deneyimlemekten ya da hem kendisinin hem de bebeğinin sağlığının olumsuz etkileneceğinden korkar. Korku ise süreci olumsuz etkilemesi nedeniyle doğumda istenilmeyen bir duygudur. Doğum korkusu olan kadınların hipnozla doğum (HypnoBirthing) yöntemi ile korkularından uzaklaştırılarak ağrısız, konforlu ve doğal bir doğum yapmaları sağlanır. Hipnozla doğum yöntemi invazif olmayan, öğrenildiğinde ebe/hemşireler tarafından gebe sınıflarında ve doğum salonlarında kolaylıkla uygulanabilen güvenli bir yöntemdir. Hipnozla doğum yönteminin kullanımının yaygınlaşması ile kadınlar doğumlarından doyum alabilecekler ve bu sayede sezaryen yerine doğal doğumu tercih eden kadın sayısı giderek artabilecektir. Bu makalede doğumda hipnoz kullanımı, felsefesi ve uygulanışına değinilmiştir. Pregnant women often focus on the moment of childbirth after they learn they are pregnant. Many women have fear of childbirth pain and worry about the health of themselves and their babies. Fear is an unwanted emotion and leads to negativity during childbirth. The HypnoBirthing method decreases fear and pain, and leads to a comfortable and natural childbirth. HypnoBirthing is a safe method that is non-invasive and can be taught by a midwife/nurse easily in a childbirth class or delivery room. By the more widespread use of this method, women will be more satisfied and thus, the number of women who choose natural births over Cesarean sections could gradually increase. This article includes the description of HypnoBirthing, the philosophy of HypnoBirthing and how it is applied. |
4. | Preparation of Patient in Laparoscopic Surgery: Role of Nurse Meftun Akgün Pages 11 - 17 Laparoskopi; abdominal boşluğun optik bir sistem ile gözlenmesidir. Laparoskopik cerrahi 20 yıldan beri üroloji, jinekoloji, gastrointestinal cerrahide yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Son yıllarda laparoskopik cerrahi splenektomi, kolektomi ve renal transplantasyon gibi majör cerrahi uygulamalarında da yerini almıştır. Laparoskopik cerrahide hasta hazırlığı, diğer cerrahi işlemlerde olduğu g ibi hastayı bilgilendirme ile başlar. Hazırlıkta, en uygun koşullarda girişim yapılabilmesi için uygulanacak anestezi yöntemi ve riskinin belirlenmesi, farmakolojik, fizyolojik ve psikolojik durumunun değerlendirilmesi, hastaya uygulanacak işlemler hakkında bilgi verilmesi, laparoskopik yöntemin riskleri / yararlarının ve gerektiği durumlarda açık cerrahiye geçilebileceğinin anlatılması gerekir. Bu bağlamda laparoskopik cerrahi daha bilgili, daha deneyimli cerrah ve cerrahi hemşirelerinin gerekliliğini de gözler önüne sermiştir. Laparoscopy is the observation of the abdominal space with an optical system. Laparoscopy has been widely used for over 20 years in gynecologic, urologic and gastroenterologic surgeries. Major surgical procedures like splenectomy, colectomy and renal transplantation have taken place using advanced laparoscopic surgery. The preparation of patients in laparoscopic surgery begins with patient information. In this preparation, patients must be informed of potential risk factors, type of anesthesia, surgical procedures, the advantages and disadvantages of laparoscopic surgery, and the possibility of open surgery. Also, patients’ pharmacological, physiological and psychological conditions must be determined. Therefore, the need for experienced surgeons and nurses is very obvious in laparoscopic surgery. |
RESEARCH ARTICLE | |
5. | Communication Systems in Hospitals and the Related Problems Experienced by Nurse Managers Ülkü Baykal, Serap Altuntaş, Şeyda Seren İntepeler Pages 18 - 27 AMAÇ: Örgütlerdeki iletişim sistemi, organizasyonların etkinliğinin yanı sıra yöneticilerin başarısı üzerinde rol oynayan önemli süreçlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Tanımlayıcı tipteki bu çalışma, hastanelerdeki iletişim sistemini ve yönetici hemşirelerin bu sistemde yaşadıkları sorunları ortaya koymak amacıyla gerçekleştirildi. YÖNTEMLER: Çalışmada, araştırmacılar tarafından literatür desteğinde oluşturulan soru formu kullanıldı. Soru formunda, yönetici hemşirelerin kişisel bilgileri, hastanelerdeki iletişim sistemini, yönetici hemşirelerin bu sistemi nasıl kullandıklarını, yaşadıkları sorunları ve yönetici hemşirelerin etkin bir dinleyici olma konusundaki durumlarını belirlemeye yönelik toplam 38 soru bulunmaktadır. Araştırmanın örneklemini; izin alınan 17 hastanedeki 259 yönetici hemşire oluşturdu. BULGULAR: Hastane organizasyon şemalarının genellikle iletişim hattını gösterdiği, önce sözlü sonra yazılı iletişime başvurulduğu, kurum içi ve dışıyla en fazla telefonla iletişim kurulduğu belirlendi. Ayrıca yöneticilerin %46.7’sinin odasında doğrudan dış hatta açık telefonun olduğu, %45.6’sının bilgisayardan yararlandığı ve %33.6’sının iletişim sistemlerinin iyi işlediğini belirttiği saptandı.Yönetici hemşirelerin en fazla kurum dışı iletişimde, toplantı saatlerinin belirlenmesinde ve astları-üstleriyle iletişimde sorunlar yaşadıkları ve iyi bir dinleyici olmadıkları görüldü. SONUÇ: Hastanelerde iletişim sisteminin iyi işlemediği, iletişim teknolojisinden yeterince yararlanılmadığı belirlenmiş olup bu sonuçlar doğrultusunda yönetici hemşirelerin öncelikle iyi dinleyici olmaları, toplantı yönetimi ve bilgisayar kullanımı konusunda eğitilmeleri, doğrudan dış hat telefon ve sekreter desteğinin sağlanması önerilebilir. OBJECTIVE: The communication systems within organizations are considered one of the most important processes influencing organizational effectiveness and management success. This descriptive study was carried out to determine the kind of communication system used in hospitals and the problems experienced by nurse managers in this system. METHODS: A questionnaire designed from the literature by the researchers was used in this study. The questionnaire includes 38 questions on personal attitude variables of nurse managers, the communication systems in hospitals, how nurse managers use the system, the problems faced by nurse managers and the attitudes of nurse managers as active listeners. The study sample was composed of 259 nurse managers from 17 hospitals. RESULTS: It was determined that the organization chart of hospitals demonstrated communication lines in general with verbal communication chosen over written communication, and the communication via phone was the most used method both within and outside the organization. In addition, 46.7% of managers used direct phone communication while 45.6% used computer communication. 33.6% of managers found the communication system well-functioning. However, nurse managers had problems with communication outside of the organization, with arranging meeting hours and with communication between their juniors and seniors. In addition, it was found that nurse managers were not good listeners. CONCLUSION: It was determined that communication systems in hospitals were not functioning well, and communication technology was not adequately used; consequently, it was suggested that nurse managers should become better listeners, and be trained in meeting management and computer use. Lastly, they should be provided with direct telephone and secretarial support. |
REVIEW | |
6. | Professional Image and Nursing Dimension Reflected to Out of Professional Identity Selma Sabancıoğulları, Selma Doğan Pages 28 - 37 Hemşirelik imajı uzun tarihsel süreç içerisinde her zaman tartışılan ve çözüm önerileri getirilen bir konu olmuştur. Buna rağmen hemşireler ve toplum, hemşirelik mesleği ve hemşire imajı ile ilgili bugün de devam eden bir takım kalıplaşmış görüşlere sahiptir. Toplumda ve hemşirelerin kendilerinde var olan bu kalıplaşmış görüşler, mesleği ve meslek üyelerini birçok açıdan olumsuz etkilemektedir. Bu makalede hemşirelik mesleğinin imajı, imajı etkileyen faktörler ve hemşirelerin kendilerinin ve mesleğin imajını değiştirmede neler yapabileceklerine ilişkin bir görüş kazandırılmak hedeflenmiştir. The image of nursing has always been a long-standing topic of discussion having many suggestions for solutions. Nurses and the public have views on a number of long-held stereotypes of nurses and the nursing profession which continue today. As a result of these stereotypes, not only members of the profession but also the profession itself is negatively affected on many levels. The aim of this research is to gain an opinion on the factors affecting nursing image, and how to improve the image of the profession and the image of nurses themselves. |
RESEARCH ARTICLE | |
7. | Reasons of Conflict, Conflict Resolution Skills of Staff Nurses and Physicians in Surgical Clinics and Strategies Used by Them Şeyda Seren İntepeler, Arzu Kader Harmancı Pages 38 - 43 AMAÇ: Bu çalışma bir üniversite hastanesinin cerrahi birimlerinde, hemşire ve hekimler arasındaki çatışmaların nedenlerini, çatışma çözme stratejilerini ve çatışma çözme becerilerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. YÖNTEMLER: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak gerçekleştirilen çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinin cerrahi birimlerinde çalışan tüm hemşire (N=247) ve hekimler (N=169) oluşturmuştur. Veriler, bireysel özellikleri, çatışma nedenleri ve çatışma çözme stratejilerini belirlemeye yönelik bir anket formu ile Çatışma Çözme Beceri Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirmesinde tanımlayıcı istatistikler ve bağımsız gruplarda t testi kullanılmıştır. BULGULAR: Hemş i re le r in ve hekimle r in gör ev- yetki ve sorumluluklarındaki belirsizlik ve aşırı iş yükü altında çalışmaları nedeniyle yüksek oranda çatışma yaşadıkları belirlenmiştir. Hemşirelerin çatışma çözme beceri puan ortalamaları hekimlerden daha yüksek bulunmuş olup, hemşire ve hekimlerin çatışma çözme stratejisi olarak en fazla uzlaşma ve zorlama yöntemlerini kullandıkları saptanmıştır. SONUÇ: Hemşireler ve hekimlerin yapıcı çatışma çözme yöntemlerinden uzlaşmayı, yıkıcı olanlardan zorlama yöntemini kullandıkları belirlenmiştir. Her iki meslek grubunda da yapıcı çatışma çözme yöntemlerinin kullanılmasına yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi önerilebilir. OBJECTIVE: To define the causes of conflict between nurses and physicians, and their conflict solving skills and strategies in the surgical units of a university hospital. METHODS: This descriptive and cross-sectional research study was conducted with all nurses (N=247) and physicians (N=169) working in the surgical units of a university hospital. Two instruments were used: a questionnaire that investigated individual features, conflict sources, and conflict resolution strategies, and the Conflict Resolution Skills Scale (CRSS) to measure conflict resolution skills. Descriptive statistics and t test were used in the evaluation of the data. RESULTS: The two most important sources of conflict for both of nurses and physicians were unclear job-authority or responsibilities and high workload. The conflict solving skill score averages of nurse group were significantly higher than the physician group. Nurses and physicians also used the same conflict solving strategies: compromising and coercion. CONCLUSION: Nurses and physicians are determined to use compromising among constructive conflict solving methods and coercion among destructive methods. It is suggested to organize training programs for using constructive conflict solving methods in both profession groups. |
8. | Evaluation of the Patient Safety Culture: Survey of Nurses Fügen Göz, Miyaser Kayahan Pages 44 - 50 AMAÇ: Bu tanımlayıcı araştırmanın amacı, hemşirelerin çalıştıkları hastanelerde hasta güvenliği kültürüne yönelik algılarının belirlenmesidir. YÖNTEMLER: Çalışmanın örneklem gurubu 200 hemşireden oluşmuştur. Veriler, Sora ve Nieva tarafından geliştirilen ve Türk toplumunda geçerlik güvenirlik çalışması Filiz tarafından yapılan “Hasta Güvenliği Kültürü Anketi” kullanılarak toplanmıştır. ‹statistiksel değerlendirmede yüzdelik, t testi, tek yönlü varyans analizi ve Post Hoc Tukey testi kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşirelerin çoğu hastanelerde güvenlik seviyesinin kabul edilebilir düzeyde olduğunu ifade etmişlerdir. Olayların raporlanma sıklığı ve hasta güvenliği dereceleri yönünden hastaneler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur (p<0.05). Erkek hemşireler ile kadın hemşirelerin olayları raporlama sıklığı arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı olup (p<0.05) erkek hemşirelerin raporlamaya daha çok önem verdikleri bulunmuştur. SONUÇ: Hemşirelerin değerlendirmelerine göre; hasta güvenliği kabul edilebilir derecede yeterli olarak bildirilmiş ve raporlamada yetersizlik olduğu sonucuna varılmıştır. Hemşireler hasta güvenliği konusunda sorumluluk almalı ve hasta güvenliği kültürünü geliştirmek kurumların öncelikli konusu olmalıdır. OBJECTIVE: To determine the perceptions of nurses towards patient safety culture in hospitals. METHODS: This descriptive study used a sample group consisting of 200 nurses. Data were collected with the “Patient Safety Culture Survey”. This survey was developed by Sora and Nieva, and a validity and reliability study on the Turkish population was performed by Filiz. Percentage, t-test, one way variance analysis and Post Hoc Tukey test were used for statistical evaluation. RESULTS: Most of the nurses expressed the safety degrees of hospitals were at an acceptable level. Statistical differences were found between the frequency of reporting incidents and levels of patient safety between hospitals (p<0.05). There was a statistically significant difference between male nurses and female nurses regarding the frequency of reporting incidents (p<0.05), and male nurses placed more importance on reporting. CONCLUSION: According to the surveys, patient safety levels are found to be sufficient; however, there was insufficiency of reporting. Nurses should take responsibility for patient safety and related institutions should give priority to the development of patient safety culture. |
9. | Results of the Based on Observation Job Analysis of Manager Nurses Arzu Kader Harmancı, Feride Eşkin, Nihal Ünaldı, Ülkü Baykal, Hilal Odacı, Tuğba İrik Pages 51 - 55 AMAÇ: Bu araştırma, yönetici hemşirelerin bir çalışma günü içinde ne tür işlevler yürüttüğünü ve bu işlevlere ne kadar zaman ayırdığını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. YÖNTEMLER: Araştırmanın örneklemini, 2008-2010 yıllarında İstanbul’da hemşirelikte yönetim dersi uygulaması için seçilen 3 üniversite hastanesi ile 6 özel hastanede çalışan yönetici hemşireler oluşturdu ve toplam 120 gözlem formu üzerinden değerlendirme yapıldı. Araştırmada, yönetici hemşirelerin bir iş günü boyunca yaptığı işler için ayrılan süre dakika olarak gözlem formuna kaydedildi. Bu işler, hemşirelik bakımı ile ilgili işlevler, yönetim, destek hizmetler, eğitim, araştırma ve dinlenme olarak sınıflandırıldı. Bu gruplamada yer alan işlemler için harcanan süreler toplanarak her bir grup için harcanan toplam süre hesaplandı. Veriler SPSS 16.00 paket programında girilerek, yüzde, ortalama ve t testi kullanılarak değerlendirildi. BULGULAR: Araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda yönetici hemşirelerin en fazla yönetim işlevlerine (ortalama 167.17±78.31dk), ikinci sırada hemşirelik bakımı ile ilgili işlevlere (ortalama 100.95±68.07dk) zaman ayırdıkları; en az zamanı ise araştırmaya (8.55±21.24 dk) ayırdıkları saptandı. Yönetici hemşirelerin çalıştıkları kurumlara ve pozisyonlarına göre yapılan karşılaştırmalarda, özel hastanelerde çalışanların üniversitede çalışanlara göre hemşirelik bakımı ile ilgili işlevlere istatistiksel olarak anlamlı oranda (p<0.05) ve başhemşirelerin de sorumlu hemşirelere göre eğitsel işlevlere istatistiksel olarak çok ileri düzeyde anlamlı oranda (p<0.001) daha fazla zaman ayırdıkları belirlendi. SONUÇ: Yönetici hemşirelerin zamanlarının büyük bölümünü hemşirelik bakımı ve yönetim işlevlerine ayırdıkları, araştırmaya ise çok az zaman ayırdıkları belirlendi. OBJECTIVE: To define what kind of activities the nurse managers direct in a workday and how much time they spend for these activities. METHODS: The research sample was generated by nurse managers who worked in three university and six private hospitals selected for delivering nursing management lessons in Istanbul, between the years 2008-2010. 120 observation forms were evaluated. The time spent for manager nurses to do every job was recorded in minutes on the observation form. These jobs were categorized as nursing care, managerial, support services, educational, research activities and rest, and the time spent on these jobs were calculated according to these groupings. Data were analyzed by SPSS 16.00 using percentage, frequency, and t test analysis. RESULTS: It was found that manager nurses spent most of their time on managerial activities (167.17±78.31 minutes) and on nursing care activities (100.95±68.07 minutes), and they have spent the least time on research activities (8.55±21.24 minutes). According to the institutions and positions of the manager nurses, it was found that manager nurses who work in private hospitals spent more time (p<0.05) on nursing care than the others, and the head nurses spent more time (p<0.001) on educational activities than the charge nurses. This was found to be statistically significant. CONCLUSION: It was concluded that manager nurses spent most of their time on managerial and nursing care activities and spent the least time on research activities. |
Copyright © 2024 Journal of Education and Research in Nursing