Journal of Education and Research in Nursing
MISCELLANEOUS | |
1. | Editörün Kaleminden Emine Türkmen Page 1 Abstract |Full Text PDF |
REVIEW | |
2. | Australian Nursing: Past, Present and Future Elizabeth Anne Herdman Pages 3 - 4 Avustralya’daki hemşirelik mesleğinin gelişimi, Nightingale’in himayesinde yetişen Lucy Osburn’un 1868’de Sydney’e gelişi ile başlamış; hemşirelik mesleğinin ilk büyük sorgulaması ise 1943 yılında New South Wales’de “Kelly Raporu” ile ortaya konulmuştur. Bu makalede, Avustralya hemşireliğinin yaşadığı gelişim süreci kronolojik sırası ile ele alınmış; meslekleşme yolunda yürütülen mücadele ile gerek eğitimde gerekse uygulama alanında kazanılan güç ve imaj değişimi vurgulanmıştır. The arrival in Sydney in 1868, of Nightingale protegé Lucy Osburn, marked the start of nursing reform in Australia. The first major investigation of the nursing profession in Australia was the Kelly Report of 1943 in New South Wales. This article aims to introduce to the reader improvement in standards of nursing care and changing of nursing image and power which are obtained for nursing education and practice in Australia. |
3. | Psychodrama I: from Past to Future and from Dream to Real… Sevim Ulupınar Alıcı Pages 5 - 8 Psikodrama, genellikle gruplarda uygulanan tedavi edici rol yapma yöntemi olarak kullanılmaktadır; insanların problemlerini konuşmaya ek olarak davranışa dökerek çözmek için yardım aldıkları bir grup psikoterapi yöntemidir. Bu yaklaşım, 1930’ların ortalarında J.L. Moreno tarafından geliştirilmiştir. Psikodrama ülkemize Dr. Abdülkadir Özbek tarafından tanıtılmıştır. Son yıllarda Türkiye’de hemşirelerin psikodramaya ilgisinin arttığı görülmektedir. Psikodrama, psikiyatri kliniklerinde, okullarda ve danışmanlık hizmeti veren merkezlerde uygulanmaktadır. Bu yazıda, psikodrama teknikleri, psikodrama oturumu aşamaları, psikodramanın etkileri, psikodramatistin rolleri ve sahip olması gereken özellikler hakkında bilgiler verildi. Psychodrama has come to be used to the therapeutic role-playing method usually conducted in groups. Psychodrama is a method of group psychotherapy in which people are helped to solve their problems by acting them out in addition to talking about them. This approach was developed by J. L. Moreno, in the mid-1930s. It was first introduced to Turkey by Abdülkadir Özbek. During the last few decades in Turkey, there has been increased interest in psychodrama among nurses. It has been applied in mental health clinics, schools, and kinds of counseling service centers. It has been informed about the psychodramatic techniques, the stage of the sessions, the emotional effects of psychodrama, and the professional roles assumed and skills required of a psychodramatist in this article. |
4. | Children with Acute Diarrhea and Nursing Care Suzan Yıldız, Serap Balcı Pages 9 - 16 Akut ishal, en sık 0-5 yaş arası çocuklarda görülen ve özellikle ilk iki yaştaki ölüm nedenleri arasında yer alan bir hastalıktır. Çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere her yıl ishalden yaklaşık 4-5 milyon çocuğun hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Ayrıca, her ishal atağı büyüme geriliğine ve kilo kaybına yol açmaktadır. Çocukların ishalden korunmasında, hastalanan çocukların izlenmesinde ve toplumun bu konuda eğitilmesinde hemşirelere çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Acute diarrhea is a disease which is seen between 0-5 years children and is one of the causes of death among children especially the first 2 years. It is reported that each year about 4-5 million children die from diarrhea especially in developing countries. Also each episode of diarrhea results in growth failure and weight lost. Nurses have important responsibilities in protecting children from diarrhea, following treated children and educating community about diarrhea. |
TRANSLATION | |
5. | Pressure Ulsers - Prevention of Pressure Related Damages Diler Sepit Pages 17 - 21 Abstract |Full Text PDF |
REVIEW | |
6. | A Risk Factor for the Formation of Acute Otitis Media in Children: Feeding Suzan Yıldız, Nejla Canbulat Pages 22 - 28 Östaki borusu, orta kulak fizyolojisinde önemli bir yere sahiptir. Biberonla besleme, parmak emme/emzik kullanımı, adenoit vejetasyon, kitle gibi mekanik tıkayıcılar ya da rinit, sinüzit gibi alerjik durumlar nedeni ile östaki borusu tıkanıklığında orta kulağa hava geçmesi engellenir. Orta kulakta negatif basınç meydana gelir, kulak zarı içeri doğru çöker ve iletim tipinde işitme kaybı oluşur. Özellikle yatarak ve biberonla beslenen bebeklerde regürjite olan gıdaların orta kulağa ulaşması, daha sonra bu ortamda mikroorganizmaların çoğalmasıyla orta kulakta enfeksiyona neden olarak akut otitis media (AOM) gelişir. Bu derleme makalede, beslenmeyle ilişkilendirilen AOM’nin fizyopatolojisi, klinik belirti/bulguları, Amerikan Pediatri Akademisi (APA) ve Amerikan Aile Hekimleri Akademisi’ne (AAHA) göre tedavi rehberi ve korunma önlemleri üzerinde duruldu. The Eustachian Tube has an important place in the middle ear physiology. In case of any occlusion of the Eustachian tube due to any reason, (mechanical occlusives such as bottle feeding, finger imbibing/nipple usage, adenoid vegetation, mass or allergic cases such as rhinitis, sinusitis) air transfer to the middle ear is blocked. A negative pressure is formed in the middle ear and the tympanum caves towards inside and there is a hearing loss in the transmission type. Especially for the lying babies fed with bottles, when the regurgitated food reach the middle ear, and when the microorganisms accumulates in this media, it causes an infection in the ear and leads to Acute Otitis Media (AOM). In this compilation, the concentration will be on the physiopathology of the AOM associated with feeding, clinic indications/ symptoms, the protection and the treatment guide according to American Pediatrics Academy (APA) and American Family Physicians Academy (AAHA). |
RESEARCH ARTICLE | |
7. | Nurses’ Opinions and Activities of Patient Education Elif Babacan, Sevim Ulupınar Alıcı Pages 29 - 36 AMAÇ: Bu araştırma, hemşirelerin hasta eğitimi ile ilgili düşünce ve uygulamalarını, hasta eğitimi yaparken karşılaştıkları güçlükleri ve bu konudaki önerilerini belirlemek amacıyla planlandı. YÖNTEMLER: Tanımlayıcı tipteki araştırmanın evrenini, Trabzon ilindeki beş devlet hastanesinde çalışan 669 hemşire, örneklemini ise 352 hemşire oluşturdu. Veriler anket formu ile toplandı; anket formu, hemşirelerin sosyodemografik ve mesleki özellikleri ile hasta eğitimi faaliyetlerine yönelik soruları kapsadı. BULGULAR: Araştırma sonucunda hemşirelerin %43.1’inin 26-30 yaş arasında ve %45.2’sinin ön lisans mezunu olduğu, %87.2’sinin mesleğini sevdiği, %76.8’inin çalışma koşullarından, %79.8’inin aldığı ücretten %52.3’ünün çalışma saatlerinden memnun olmadığı, %73’ünün hasta eğitimi konusunda hemşirelik öğrenimleri sırasında bilgi aldığı, günlük işlerinde ilk sırada ilaç tedavisi (%67.3) ve beşinci sırada hasta eğitimi (%25.9) yaptığı belirlendi. Hemşireler, hasta eğitimi hakkında düşüncelerini içeren ifadelere “kesinlikle katılıyorum” şeklinde yanıt verdiler. Hemşirelerin yaşı, mesleği sevme durumu, çalışma saatleri ve koşulları, aldıkları ücret ile hasta eğitimi konusundaki düşünceleri arasında anlamlı fark bulunmadı. Hemşirelerin eğitim düzeyi ile hasta eğitimi uygulamaları arasında ön lisans mezunları lehine anlamlı fark bulundu. SONUÇ: Hemşireler hasta eğitimi yaparken iş yoğunluğu, zaman ve bütçe azlığı, kurum koşullarının uygun olmaması ve bilgi eksikliği gibi sorunlar yaşamaktadır. OBJECTIVE: Survey is a descriptive study performed to determine nurses’ ideas and practices of patient education and the difficulties they encounter during patient education and suggestions of this issue. METHODS: The study population is composed of 669 nurses and sampling is composed of 352 nurses working in five State Hospitals within Trabzon. Data is obtained by questionnaire form composed of questions sociodemographic and professional features and patient education activities. RESULTS: At the end of the study, it was determined that 43.1% of the nurses were between 26–30 years old, 45.2% of them were graduated from an associate degree program, 87.2% of them like their carrier, 76.8% of them were not happy from working conditions 79.8% of them were not happy from their fees and 52.3% of them were not happy from working hours, 73% of them received information about patient education during their nursing education’s and they applied drug treatment at 67.3% rate in the first, and it’s determined that they educate patients (25.9%) at fifth rank during their daily practice. The thoughts of the nurses about patient education are “strongly agree”. There are no substantial differences of the thoughts of nurses concerning ages, admiring the profession, working hours and conditions, wage and their ideas regarding patient education. There is a significant difference between nurse’s education degree and patient education applications, in favor of associate degree graduates. CONCLUSION: Performing the patient education, the problems such as workload, lack of time and budget, inconvenient conditions of institution are experienced. |
CASE REPORT | |
8. | 12 Derivation ECG Interpretation Emine Türkmen Pages 37 - 39 Abstract |Full Text PDF |
Copyright © 2024 Journal of Education and Research in Nursing