Journal of Education and Research in Nursing
OBJECTIVE: The aim of this study was to determine the views of first-year
nursing students in their first clinical practice and fourth-year students
regarding the use of peer education methods in clinical practice.
METHODS: The participants were first and fourth-year students at one
state university nursing faculty. A qualitative, semi-structured focus
group technique was used. Four focus group interviews were conducted
with 45 students, of which 22 were first-year and 23 were fourth-year
students.
RESULTS: First-year students reported they experienced anxiety from
encountering their first patient, having a lack of information, and
making a mistake; however, they stated that the support of fourthyear
students was effective in reducing their anxiety. During the
practice, students reported that they felt excited, brave, safe, worthy,
and important. At the same time they reported that they got an idea
about how to use their nursing knowledge in practice effectively.
Peer-education also contributed both positive and negative outcomes
to the fourth-year students. They were worried about being unable to
set boundaries and making mistakes/being good role models. At the
same time, guiding and advising the first-year students increased their
self-confidence. As a result, fourth-year students felt ready to graduate
and work as nurses.
CONCLUSION: The implementation of a peer education model in clinical
nursing education is helpful for all students. Therefore, in order to
fully evaluate the effectiveness of this program, longer and more
structured peer-education activities should be carried out.
AMAÇ: İlk kez klinik uygulamaya çıkan birinci sınıf hemşirelik öğrencileri
ile akran eğitimini yapacak olan dördüncü sınıf öğrencilerinin, akran
eğitimi yöntemine yönelik görüşlerini belirlemektir.
YÖNTEMLER: Çalışma, bir devlet üniversitesinin Hemşirelik Fakültesi birinci
ve dördüncü sınıf öğrencileriyle yapılmıştır. Kalitatif olarak yapılan bu
çalışmada yarı yapılandırılmış odak grup görüşme tekniği kullanılmıştır.
Dört odak grup görüşmesinde 22 birinci sınıf, 23 dördüncü sınıf öğrencisi
olmak üzere 45 öğrenci ile görüşme tamamlanmıştır.
BULGULAR: Birinci sınıf öğrencileri, hasta ile ilk iletişimi başlatma ve
sürdürme, bilgi yetersizliği, hata yapma endişesi, not kaygısı ve hastanın
reddetmesi nedeniyle anksiyete yaşadıklarını, fakat akran eğitiminin
bu anksiyetelerini azaltmada etkili olduğunu belirtmişlerdir. Aynı
zamanda, dördüncü sınıf öğrencilerini gözlemleyerek hemşireliği
seçmiş olmaktan mutlu olduklarını ve mesleklerini benimsemelerine
olumlu katkı sağladığını vurgulamışlardır. Uygulama sırasında
öğrenciler; kendini değerli ve güvende hissettiklerini, heyecan
duyduklarını, cesaretli ve önemli hissettiklerini belirtmişlerdir. Birinci
sınıf öğrencileri dördüncü sınıf öğrencilerinin desteğiyle hemşirelik
bilgilerini somutlaştırabildiklerini ve klinik uygulamada nasıl
kullanacakları konusunda fikir edindiklerini vurgulamışlardır. Akran
eğitimi uygulamasının dördüncü sınıf öğrencilere olumlu ve olumsuz
katkılarına baktığımızda; akran eğitiminin öğrencilerde sınır koyamama,
hata yapma endişesi/rol modeli olamama kaygısına neden olduğu
belirlenmiştir. Fakat akranlarına danışmanlık yapmaktan çok olumlu
kazanımlar elde ettiklerini, kendine güvenlerinin arttığını belirtmişlerdir.
Kendilerini mezuniyete hazır hissettiklerini ve süreç içindeki gelişimlerini
gördüklerini belirtmişlerdir.
SONUÇ: Hemşirelik klinik eğitiminde akran eğitim modelinin
uygulanması hem eğitim alan hem de veren öğrenciler açısından farklı
katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle bu eğitim programı yapılandırılmış
bir şekilde daha uzun uygulamalarda kullanılarak etkinliği
belirlenmelidir.
Copyright © 2024 Journal of Education and Research in Nursing